GÖLHİSAR HALK EĞİTİM MERKEZİ

GÖKSEL ÖZDEMİR

ŞİİR KÖŞESİ

SİMİDİN İKİ YARISI

Aynı sırayı kapmıştık koşarcasına

Nasıl da sevmiştik birbirimizi

Dost olmuştuk taparcasına

Tanımadan bilmeden kimliğimizi.

Hangimiz simit alsak bölerdik orta yerden

Yarısı senin yarısı benimdi

Hastalansan, bir gün okula gelmesen ya

Yarısı paketlenir, yarısı boğazıma düğümlenirdi

Her şeyi böler paylaşırdık

Artık  simidin iki yarısı olmuştuk 

simidin iki yarısı


Hatırladın mı?

Cebimizdeki bozuklukları

Döker masanın üstüne sayardık

Farketmezdi, bende fazla sende eksik

Oldu mu iki bilet parası, haydi sinemaya.

Film de kafamıza göre değildi ya

"Gönül Yarası",

Olsun biz yine giderdik.

Maksat birliktelik...

Hatırladın mı?

Resim öğretmenimiz mum boya istemişti

Kuru boyalar zaten harçlığımızı bitirmişti

Bir kutu alıp da bölmüştük renkleri

Ne farkederdi;

Birlikte boyamıyacak mıydık resimleri?

Sen de saklar mısın hâlâ?

Atmamışım küçülmüşleri

Bende siyahı, sende sarısı, kalemler...

Kalemler bile simidin iki yarısı



Hayallerimizi de paylaşırdık,

Hatırladın mı?

Ben de evlenecektim ileride, sen de.

Benim kızım, seninse oğlun olacaktı

Çoktan takılmıştı isimleri de.

Dostça, kardeşçe

Sevmeyi öğreneceklerdi, kenetlenmeyi

Dahası, bir simidi ortadan bölmeyi

Kimbilir, severlerdi birbirlerini aşkla

Belki de evlenirlerdi

Ne güzel hayallerdi



Benim kızım,

Senin oğlunun karısı, hayaller...

Hayaller bile simidin iki yarısı

Ne kadar oldu görüşmedik bilmiyorum

Kayboldun birden

O günden beri simidin yarısı elimde

Yarısı boğazımda düğüm

Ben şerefli bir görev aldım orduda.

Kızım büyümekte

İsmi de kararlaştırdığımız gibi,

Ya sen?

Hep seni merak edip durdum,

Evlendin mi, oğlun var mı?



Ta ki...

Kanımı donduran o güne kadar

O harekât gününe...

Savaş alanındaydık, senin elinde silah

Benim elimde silah

Savaşmak zorundaydık

Bire-bir bırakmıştı kader

Ölmek-öldürmek değildi beni kahreden

Bir can borcumuz vardı,

Ha bugün, ha yarın ödenecekti zaten

Ne düşündüğünü bilememek

Ve öğrenememekti beni öldüren



Kıpırdamadan duruyordun,

bir heykelden farksız bir ölüden sessizdin.

Davranmaman şaşkınlık mı

Yoksa sevginin bedeli miydi, bir bilebilsem?

"Davran" diyordum.

Seni öldürmem için YÜCE bir sebebim var,

Ölmem için de.

VATANIM-MİLLETİM sağolsun

Yine de istiyordum

Kendime ait bir sebebim olsun

Tüm savaşlar sevgiyi kurtarmak içindir.



Bir simidin bedeli; sevgiyle ödenirmiş.

Bir sevginin bedeli; ölüp, ölüp dirilmekle

"Davran, seni bu şekilde öldüremem"

Sesim, dağlara çarpıp yankılanıyordu

Öldürsem de ölmüştüm, öldürmesem de

Ne VATANIMA ihanet edebilirdim, ne de sevgine



Belli ki, sen de keskin nişancıydın, ben de

Yoksa gönderirler miydi bizi birbirimize?

Aynı anda karşılıklı iki kurşun ve iki beden,

Düşen, beyaz karlar üstüne sızan,

Kanımız değildi.

Hani, lisenin köşesinde takıldığımız

Kafe vardı ya...

İçtiğimiz tavşan kanı çayların demiydi.



Cebimizden çıkan üç-beş kuruşu gördün mü,

Sende eksik, bende fazla, ne farkeder?

Tam iki bilet parasıydı.

Bu film de kafamıza göre değildi ya

"Gönül Yarası..."

Olsun, maksat birliktelik, haydi sinemaya.



Hasretten açık kalan gözlerimizde

Son hayallerimizi gördüm;

Benim kızım senin oğlunun karısıydı.

Beyaz karlardan

Bedenlerimize yansıyan ışığı gördüm;

Güneşin sarısıydı.

Ellerimizde sımsıkı sarıldığımız

Ve gevşeyen avuçlarımızdan kayan simidin iki yarısıydı.


Duyuyor musun?

Şimdi arkamızdan yalan yanlış zanlar

"Aynı anda ikisi ha", yanlış yargılayanlar

Al eline kalemi, yazalım taşımızı.

Bende siyahı, sende sarısı

Söylesin taşlar, söylesin yazgımızı

"-Çekinmedim Vatan uğrunda öldürmekten"

"-Kaçınmadım sevgim uğruna ölmekten"

Kimdi bizi bize böylesine düşman eden?

Şüphesiz ki, yaşarlar bir simidi ikiye bölmeden

Yarısı sende yazsın, yarısı bende

Bizi kim anlar? Ancak zamanlar...

Bir simidi ikiye bölen zamanlar, zamanlar...

Zamanlar bile simidin iki Yarısı, 

simidin iki Yarısı...

                                                 Zehra Birsen Yamak